Doç.Dr.Dündar DENİZER
Anadolu Üniversitesi Öğr.Üyesi
Çin Halk Cumhuriyeti kıta Çin, Hong Kong ve Macau adasından oluşuyor. Çin çok geniş ve zengin topraklar ile doğal kaynaklara sahip bir ülke. Doğu Yarım kürede Doğu Asya’da Pasifik Okyanusunun kıyısında yer alıyor.
Çin’in yüzölçümü yaklaşık olarak 9,6 milyon kilometre kare ve bu rakam dünya yüzölçümünün yüzde 6,4’ünü oluşturuyor. Çin ekonomisi son 15 yıldır istikrarlı olarak yılda yüzde 10 üzerinde büyümüş ve mucize bir ekonomi yaratmış. Tüm bu unsurlar, birbirinden çok değişik bölgesel mutfaklar ortaya çıkarmış. Çin’de genel olarak dört büyük bölge mutfağından söz edilebilir. Bunlar Sişuan (Batı Çin), Kantonez (Güney Çin), Şandong (Kuzey Çin) ve Huaiyang (Doğu Çin) mutfakları. Beijing, Şanghay ve Hong Kong’a hâkim olan mutfak ise, Kantonez mutfağı olarak tanımlanıyor.
Geçen ay Çin’e Sichuan (Sişuan) bölgesinin başkenti “Çhengdu” şehrinde yapılan Turizm Sempozyumuna katılmak amacıyla gittim. Çinlilere Türk Mutfağını ve Turizmdeki önemini anlattım. Bu vesileyle de Çin mutfağını yakından tanıma fırsatını buldum. Bütün mutfak kitaplarında Çin, Fransız ve Türk mutfağından ve bu mutfakların Dünyanın en önemli üç mutfağı olduğundan söz edilir. Almanya’da bulunduğum yıllarda ve çalıştığım restoranda “Fransız Mutfağını” tanımış ve oldukça beğenmiştim. Çin mutfağını da ancak Amerika’daki ve Avrupa’daki uygulamalarını yaşamış ve tatmıştım. Çhengdu’ya Pekin (Beijing) üzerinden gittim ve böylece iki gün Pekin mutfağını ve üç günde Sişuan mutfağını inceledim ve aynı zamanda turistik yerleri gezdim.
Çin’de popüler yemeklerden hafif acılı “Hot Pot”
Türk Mutfağını Çin Mutfağı ile karşılaştırdığım zaman şunları söyleyebilirim: Çin çok daha büyük bir ülke ve 1,5 milyara yakın nüfusa sahip; önceleri açlıkla mücadele ettikleri için her şeyi yiyebiliyorlar. Çin’lilerin bu konuda güzel bir atasözü var: “Masa dışında tüm dört ayaklıları; uçak dışında tüm kanatlıları yiyebiliriz.”
Bizim mutfağımız daha seçici ve daha rafine bir mutfak. Açıkça ifade edebilirim ki, Çini gördükten sonra “Türk Mutfağı” nın büyüklüğünü bir kez daha anlamış oldum. Bizim problemimiz; kendimizi yeterince tanıtamamak. Bu gün Çin Mutfağının dünyada gitmediği yer kalmadı gibi. Onlar pazarlamayı bizden daha iyi biliyorlar.
Fakat, Çin mutfağı oldukça sağlıklı bir mutfak. Çünkü mutfaklarında yağı, unu, şekeri ve tuzu çok az kullanıyorlar. Dört beyaz zehir olarak ifade edilen bu malzemelerden uzak duruyorlar. Kaldığım otelde ve gittiğim restoranlarda masada tuzluk yoktu. İçtiğim tavuk suyu çorbada yağ ve tuz yoktu; yediğim sebzeler az pişmişti.
“Hot Pot”
Bize göre daha çok balık ve tavuk tüketiyorlar ve bu yüzden sokakta obez (şişman ) insanlar göremiyorsunuz. Diğer önemli bir özelliği de sağlıklı pişirme yöntemlerini kullanıyorlar; daha çok haşlama, buharda pişirme, fırında pişirme ve sote yöntemlerini tercih ediyorlar. Kuzey Çin’de buğday yetiştiğinden, yemeklerin yanında makarna yeniyor. Güney ve Güney- Doğuda da pirinç çok yetiştiği için, yemeklerin yanında pilav tercih ediliyor. Ancak, pilavda da yağ ve tuz yok. Çin’de peynir, zeytin, süt ve tereyağı pek tanınmıyor. Kahvaltıda da en çok onları özlüyorsunuz. Chengdu’da “Hot Pot” olarak ifade edilen hafif acı yemekleri oldukça popüler; üç-dört kişi bir araya gelince “Hot-Pot” sipariş ediyorlar ve sohbetle birlikte afiyetle yiyorlar.
Kaynak: Bilgiağı İnteraktif Köşe Yazarı Gazetesi
Son Yorumlar