KLİMANJERO’NUN KARLARI
Ernest Hemingway “Klimanjero’nun Karları” adlı öyküsünde Klimanjero dağını “güneşte aklınızın alamayacağı kadar beyaz” şeklinde betimler. 5896 metre yüksekliğindeki “Beyaz Aydınlık”, yerel Chagga dilinde “fethedilemeyen” anlamına geliyor. O Afrika’nın en yüksek dağı. Her yıl 10.000 kişinin ziyaret ettiği “Kili” dünyanın bizlere bıraktığı doğa harikalarının belki de en görkemlisi. Bir dahaki seyahatinizi planlarken “Kara Kıta” yı sakın unutmayın. Klimanjero dağı eteklerinde kurulan kamplarda konaklayabilir, filleriyle ünlü Amboseli National Park’ı gezip safari turlarına katılabilirsiniz. Kuzeyde ise Afrika’nın en büyük gölü Victoria’ya gidebilir ya da eşsiz balık türlerine sahip Afrika’nın en derin gölü olan Tanganyika gölünde dalış yapabilirsiniz.
KARAYİP MERCAN KAYALIKLARI
Karayipler sadece fırtınalarıyla ünlü değildir. Meso-American mercan kayalıkları, Avustralya’nın kuzeydoğusundaki Queensland sahillerine yayılan “Great Barrier Reef”ten sonra dünyanın ikinci en büyük mercan kayalığıdır. Güney Meksika sahillerinden başlayıp, Belize’ye ve ordan Honduras’a yayılan mercanlar dünyanın en nefeskesici manzalarından birini oluşturur. Yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan yeşil deniz kaplumbağası gibi birçok hayvan türünün yuvası olan bu turkuvaz cennet, Kızıldeniz’le birlikte dalgıçlar için en özel dalış destinasyonlarından biri.
DOĞU AFRIKA’DA SAFARİ
Her yıl yüzlerce hayvan Kenya’dan Tanzanya’ya yeni otlaklar bulmak amacıyla adeta siyah bir nehir gibi akar. Gizemli kıta Afrika’nın en nefeskesici manzaralarından biri olan bu göçlere aynı zamanda birçok turist eşlik eder. Safari tutkunları jiplerin üstünde ellerinde dürbünleri, boyunlarında fotoğraf makineleriyle bu eşsiz doğa olayının hızına ayak uydurmaya çalışır. Macera turizminin en tutkulu adresi Afrika’da safari yapmadan kendinizi bir seyahat tutkunu saymayın.
MONARCH KELEBEK GÖÇLERİ
İnsan eli büyüklüğündeki turuncu ve siyah renklerdeki Monarch kelebekleri her yıl Aralık ve Mart ayları arasında Kanada’dan Orta Meksika’ya göç eder. Yaklaşık 250 milyondan oluşan turuncu bir kelebek bulutu dünya üzerinde görüp görebileceğiniz en güzel canlı kartpostallardan birine hayat verir. Taş katedrali, kiliseleri ve sarayları ile meşhur Morelia kasabasına gidip hem bu muhteşem doğa olayına şahit olabilir hem de “Aristokrat” olarak bilinen bu şirin Meksika kasabasında kafanızı dinleyebilirsiniz. Meksika mutfağının lezzetlerini saymıyoruz bile…
AIRNGORMS’DA KUŞ GÖZLEMİ
Lairig Ghru ve Lairig an Laoigh olmak üzere ikiye ayrılan Cairngorms platosu İngiltere’nin en geniş tundra arazisidir. Dar ve keskin vadilerin yardığı 3800 metre yüksekliğindeki plato; “Kar Tavuğu” ve “Golden Eagle“ gibi yalnızca bu habitatlarda yaşayabilen yırtıcıkuş türlerinin de evidir. İskoçya’nın en ünlü kayak destinasyonlarından biri olmasının yanısıra Cairngorms platosu, yaz aylarında huzur dolu yürüyüşler ve kuş gözlemi denince ilk akla gelen yerdir. Yöreye yapılacak bir gezi İskoçya’nın ikinci en yüksek dağı olan Ben Macdui eteklerinde hiking yaparak sonlandırılabilir.
KITZBUHEL’DE KAYAK
Avusturya pistleri belki de bütün Avrupa’nın en romantik kayak pistleridir. Özellikle de Kizbuhel’in; daracık sokakları, şömine ateşiyle aydınlanmış sıcacık kafeleri ve tarihi ahşap evleriyle kar tutkunları için bambaşka bir yeri vardır. Kayakçılara meydan okuyan Streif pisti de aynı zamanda kasaba sınırlarındadır. Maalesef gelecek 20 yıl içerisinde Alpler’in alçak noktalarında kaymak bir hayal olacak. 760 metre yüksekliğinde yer alan Kizbuhel de tehlike altında. O nedenle elinizi çabuk tutun ve en kısa zamanda kendinizi Kizbuhel’in yumuşacık karlarına bırakın.
MALDİVLER’DE BALAYI
Hint okyanusuna adeta bir inci kolye gibi dağılmış, irili ufaklı 1190 adadan oluşan Maldivler “Dhivehililerin toprağı” anlamına gelen “Dhivehi Rajje” olarak da bilinir. Seychelles ile birlikte dünyanın en ünlü tropik cenneti kabul edilen Maldivler bembeyaz kumların, palmiye ağaçları arasına gerilmiş hamakların ve kobalt mavisi lagoonların üstüne kurulmuş bungalowların adresidir. Maldivler’de yapılabilecek en unutulmaz kaçamak Kuda Huraa ve Landaa Giraavaru olmak üzere iki farklı adada kurulan Four Seasons’ta kalmak ve otelin konuklarına sunduğu özel yatıyla el değmemiş koylar keşfetmek olacaktır.
Son Yorumlar